UNESCO'nun Dünya Miras Geçici Listesi'nde bulunan Şanlıurfa'nın Harran ilçesindeki 9 asırlık Harran Sarayı'ndaki kazı çalışmasında hamam ve ayrıntıları ortaya çıkarıldı.
UNESCO'nun Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan dünyanın en eski yerleşimlerinden Şanlıurfa'nın Harran ilçesindeki 9 asırlık Harran Sarayı'nda yürütülen kazı çalışmasında hamam ve ayrıntıları gün yüzüne çıkarıldı. Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığının finansmanı, yerel yönetimlerin de desteğiyle tarihi sarayda 5 yıldır kazı çalışması yürüttüklerini söyledi. Önal, milattan önce 6 binli yıllardan günümüze kadar kesintisiz yerleşim yeri olan ve bir dönem Asurlular ile Emevilere başkentlik yapan tarihi bölgede gerçekleştirilen çalışmaların ciddi bir potansiyeli ortaya koyduğunu ifade etti. Harran Sarayı'nın ikinci katında yapılan kazı çalışmasında, üç kubbeli bir hamam bulunduğunu aktaran Önal, Zengi Atabeyliği ve Eyyubiler Dönemi'ne ait 12-13'üncü yüzyılda yapılan hamamın soğukluk, ılıklık, sıcaklık odaları ve külhan bölümünün tamamen ortaya çıkarıldığını belirtti. Prof. Dr. Önal, daha önce hiç gezilemeyen sarayın gelecek yılın sonundan itibaren "görücüye çıkacağını" bildirerek, şöyle devam etti: "Hamamdaki dev kazanın durduğu yeri de gün yüzüne çıkardık. Dairevi planlı ve 2 metre yüksekliğindeki külhanın (ocak yeri) üstünde bir metre çapında metal kazan yeri bulunur. Bir zamanlar metal kazana bağlanan soğuk su ve sıcak su künkleri sağlam durmaktadır. Dev metal kazan ise Moğol istilasında yağmalanmıştır. Hamamın bulunduğu yerde hem sıcak ve soğuk su hatlarının bulunduğu künkler açık seçik görülebilmektedir. Bu yılki kazılarda saray hamamını en ince ayrıntılarına kadar ortaya çıkarmayı başardık. Hamamın sapasağlam sivri tonozuyla çıkarılmış olması büyük önem arz ediyor."
"Orta Çağ'dan kalma nadir örneklerden"
Sarayda bulunan kalıntıların çok daha ciddi ve önemli bulgulara rastlanma ihtimalini güçlendirdiğini anlatan Önal, halihazırda da ciddi bir görsel şölenin ortaya çıktığını dile getirdi. Önal, çokgen kuleler inşa edilerek sarayın adeta bir kaleye dönüştürüldüğünü ifade ederek, şunları kaydetti: "Harran Sarayı, günümüzde Orta Doğu ülkelerinde Orta Çağ'dan bu yana ayakta kalmış nadir saray örneklerinden biridir. Yaklaşık 13 asır öncesine ait olan Emeviler Dönemi'nde yapılan üç katlı sarayın yüzlerce odası bulunuyor. Şu anda ikinci katında hummalı bir çalışma yürütüyoruz. Sarayın doğu kapısında bazalt üzerine kabartma olarak işlenmiş simetrik çift köpek kabartmaları, saray hamamı koridorunun giriş kapısının sağ ve solunda yüksek kabartma halinde aslan başları, odalardaki tuğla çapraz tonozlar ve sağlam kalan çokgen iki kulesi ile saray hamamı görülebilen kalıntılar arasındadır."
"Buluntular dışarıdan görülebiliyor"
Sarayda yaptıkları arkeolojik kazılar nedeniyle şu an ziyaretçilerin buluntuları dışarıdan görebildiğini dile getiren Prof. Dr. Önal, şunları söyledi: "Ziyaretçilerin bu asırlık kaleyi ve hamamı gezip görmelerini sağlamak için gayret gösteriyoruz. Gelecek yılın sonundan itibaren Harran Sarayı ziyarete açılacak. Sarayın görkemi ve eserleriyle ziyaretçiler tarafından büyük beğeni göreceğini umudundayız. Arkeolojik kazılar ise kalenin içinde yine hummalı bir şekilde devam edecektir." Önal, kazı çalışmalarının kalede 10 yıl daha sürmesinin planlandığını sözlerine ekledi.