Sizin Tokat

Tokat Müzesi Ve Önerilen Yerler

ARASTALI BEDESTEN - TOKAT MÜZESİ

Sulusokak'ta, Takyeciler Camii'nin doğusundadır. Evliya Çelebi'nin Sultan Çarşısı kadar güzel bir çarşıdır. Halep ve Bursa çarşıları gibi gayet tertib üzere kurulmuştur." dediği bedestenleri, İstanbul Kapalı Çarşısı'nın bedesten bölümünü anımsatmaktadır.

Tuğladan örülmüş tonozlar üzerinde 9 kubbenin yer aldığı bu Osmanlı ticaret merkezinin XV. yy'da Çelebi Mehmet döneminde yapıldığı sanılan bedestenin güney ve kuzey yönlerinde karşılıklı birer kapısı vardır. İnce harçla örülmüş kolon ve tonozlardaki ustalığı son derece ileri düzeyde olan bedesten, görülmeye değer bir mimari eserdir. Bedestenin doğu ve batı bitişiğinde birer arasta ilave edilerek önemli bir yapı grubu oluşturulmuştur.

Arastalı Bedesten mayıs 2012 tarihinden itibaren arkeolojik ve etnografik eserlerin yer aldığı Tokat Müzesi olarak kullanılmaktadır.

T.C. müzecilik tarihi içerisinde ilk müzelerden olan Tokat Müzesi 1926 yılında kurulmuş olup eser çeşitliliği ve zenginşiği açısından ülkemizde önemli bir yer tutmaktadır. Karadeniz bölgesi müzeleri başta olmak üzere günümüzde birçok müzenin oluşturulmasında Tokat Müzesi koleksiyonları kullanılmıştır. 6000 yıllık tarihi geçmişe sahip olan bu topraklardaki birçok medeniyetin ( Kalkolitik Dönem, Eski Tunç, Hitit, Frig, Roma, Bizans, Danişmendli, İlhanlı, Selçuklu, Osmanlı) önemli eserleri sergilenmektedir. Ayrıca Anadolu Türk İslam devletlerine ait en zengin sikke koleksiyonu ve bu döneme ait bilinen en eski Kuran-ı Kerim de ( 1191 tarihli ) Tokat Müzesi'nde görülmeye değer eserlerdendir.

 LATİFOĞLU KONAĞI

Tokat merkez Gaziosmanpaşa Bulvarı üzerinde bulunan Latifoğlu Konağı'nın 1746 yılında Osmanlı barok üslubunda inşa edildiği bilinmektedir.

"L" şeklinde bir plan üzerinde, ahşap karkas arası kerpiç dolgu malzemeyle inşa edilmiş iki katlı konak, alaturka kiremit kaplı kırma çatıyla örtülüdür.Konağın taş döşemeli avlusunda kare planlı bir havuz yer almaktadır. odalari "L" şeklinde bir sofanın etrafında şekillenen konak, serbest bir plan anlayışına sahiptir. Birinci katta yer alan sofaya günlük işlerin yapıldığı, aynı zamanda mutfak olarak da kullanılan "aşevi" veya "işevi" denilen bölüm, "hamam odası" da denilen oturma odası ve küçük bir oda açılmaktadır. Hamam odasından kare planlı, tek kubbeli hamama geçilmektedir. küçük bir soğukluk-soyunmalık kısmı bulunan alttan ısıtmalı bu Türk hamamı, yapının dışşına çıkma yapmaktadır. İkinci kattaki sofa, konağın haremlik-selamlık bölümünü ayırmaktadır. Konağın bu katında "Paşa odası" denilen harem bölümü, bir yatak odası ve küçük bir oda yer almaktadır.

Latifoğlu Konağı oldukça zengin ahşap, alçı ve kalemişi süslemelere sahiptir. Hamam odasının ahşap tavan , kapı,yüklük ve dolap kapakları bitkisel motiflerle bezenmiştir. Paşa odasının barok formlu ahşap tavan göbeği, dolap ve yüklük kapakları, kapısı ahşap işçiliğinin güzel örneklerini yansıtmaktadır. İkinci kattakı havuzbaşı odası yaldız boyalı ahşap tavan göbeği yanında pano içinde çiçek motifleri ve İstanbul tasvirleriyle süslenmiş duvarlarıyla da dikkat çekmektedir. Alçı işçiliği, Paşa odası ve havuzbaşı odasının alçı kalıp üzerine boyalı bezemeli ocaklarında ve tepe pencerelerinde görülmektedir. Alçılı vştray tepe pencerelerinde "Mühr-ü Süleyman" denilen motif kullanılmıştır.

Latifoğlu Konağı, 1988 yılında Tokat Müzesi bünyesinde yörenin eşyaları ve kıyafetleriyle donatılıp mankenlerle canlı ve gerçekçi bir teşhir yapılarak, Tokat'ın geleneksel ev kültürünün yansıtıldığı, Müze-Ev olarak hizmet vermektedir.

MEVLEVİHANE

İlk olarak M. 1638 tarihinde I. Ahmet'in vezirlerinden Sülün Muslu Ağa tarafından yaptırılmıştır.

Sultan Abdulmecit döneminde yenilenmiş ve iki katlı düzenlenmiş olan, ahşap mevlevihane XIX. yy. barok sanatının Anadolu'daki en güzel örneklerinden biridir. Binanın en görkemli cephesi, ahşap barok motiflerle bezenmiş sütun dizisine sahip ve bütün cephe boyunca uzanan balkonu sebebiyle Bey Sokağı'na bakan cephesidir. Diğer cephelerde ise sade bir ihtişam gözlenmektedir. Mevlevihane'nin alt katı günlük kullanım için genişçe bir sofadan geçilen dört odadan oluşmaktadır. Sofanın hemen sağında görkemli tavan göbeği ve kitaplığı ile diğer odalardan farklı, Şeyhin misafirlerini kabul ettiği baş oda bulunmaktadır. Mevlevihane'nin ikinci katında bulunan balkona, kısmen kesme taş ve üzri örtülü ahşap bir merdivenle ulaşılmaktadır. Ahşap merdivenin başında, korkuluğu duvara sabitlemek için yapılmış ve geçit şeklinde düzenlenmiş ahşapların birleştiği yerdeki barok ahşap oymaların üzerine Mevlevi külahı yerleştirilmiştir. Semahhane, doğu yönündeki ahşap kafes ile ayrılan kadınlar bölümü hariç tek bir mekan olarak düzenlenmiştir. Balkonun doğu tarafında yan yana bulunan iki sade kapı ile kadınlar mahfiline ve bütün doğu cephesi boyunca uzanan dar bir koridora ve yanındaki odaya geçilmektedir.

TOKAT KÜLTÜR EVİ

900 adımda 900 yıllık anadolu Türk mimarisi mirasının tamamının görülebildiği Sulu Sokak'ın içinde camii, şehir hanı, medrese, türbe, hamam, bedesten, çeşme gibi birbirinden güzel yapıların arasında kendini gizlemiş barok tarzda  inşa edilmiş bir sivil mimarlık örneğidir.

İçine girilmeden barındırdığı güzellik asla algılanamayan mütevazi bir mekandır. Evin içine girdiğinizde hem süslemedeki güzellikler hem de onca güzelliğin bu denli küçük bir eve ustalıkla uygulanışı ziyaretçileri hayrete düşürür.

Cephesi XVIII. yy.'dan kalma Paşa Hanı'nın duvarlarına bakan ev, mahzen hariç iki katlı ahşap çatkılı kerpiç dolgulu ve tatlı kireç sıvalıdır. Daracık sokaktan çift kanatlı kapı ile alt kat sofaya girilmektedir. Her iki katta da odalar sofanın sol yanına ikişerli olarak yerleştirilmiştir. Bahçeye bakan odalar muhtemelen mahremiyet sebebiyle sokağa bakan odalara nazaran çok daha özenli bir şekilde; dolaplar, oyma tavanlar malakari alçı şömine ile bezenmiştir. Ahşap dolaplar arasına ustalıkla gizlenmiş mavzerlik geleneksel Türk konut mimarisinde nadirattandır. Kendi gibi mütevazi lakin bir o kadar fonksiyonel bahçesinde Tokat su kültürünün özelliklerini yansıtam şadırvan ve çeşme bulunmaktadır.

Geleneksel konut mimarimize oranla daha küçük oluşu, bu denli ihtişamlı süslemeleri ve dönemin ticari merkezine yakınllığı (şehir hanları, bedesten) gibi sebeplerle, buranın geçmişte Tokat'ı ziyaret eden Avrupalı seyyahların övgüyle bahsetttiği Tokat'a has yolcu ve tacirlere özel kiralık odaların 19. yy'da devam eden bir benzeri durumunda olabileceğini düşündürmektedir.

"Tokat'a has iyiliklerden biri, oradaki kervansarayların etrafında tacirlere kiralanan bir çok hususi odaların mevcudiyetidir. Seyahatimiz boyunca diğer hiçbir yerde görmediğimiz bu odalar kervansarayların gürültüsünden uzak ve sakin yerler olup, yolcu orada, kendilerini menfaat şaiki ile rahatsız eden adamlardan uzak dostlarıyla sohbet ederek serbestçe dinlenebilirler." Tavernier J.B. 1678

ATATÜRK EVİ VE ETNOGRAFYA MÜZESİ

Mustafa Kemal Atatürk Milli Mücadele yıllarında birçok kez Tokat'ı ziyaret etmiş, Bandırma Vapuru'nda yanında bulunan sonradan milletvekili de olan silah arkadaşı Tokatlı Piyade Yüzbaşı Mustafa Vasfi SÜSOY'a ait bu konakta, dördüncü kez gelişlerinde 25 Eylül 1924 tarihinde eşi Latife Hanım ile birlikte misafir olmuştur.

COMANA PONTİKA - GÜMENEK

Tokat'ın Helenistik, Roma ve Bizans dönemindeki yerleşim merkezidir. Roma, antik yol ağı üzerinde bulunan Comana Pontika'nın Roma ve özellikle Bizans dönemlerinde çok önemli bir yerleşim alanı olduğu bilinmekte olup, Strabon, Comana'yı önemli bir ticaret merkezi olarak tarif eder.

2004 yılında başlayan yüzey araştırmaları sırasında, Erken Tunç Çağı'ndan Osmanlı dönemine uzanan birçok küçük yerleşim tespit edilmiştir. 2009 yılında kazı çalışmaları başlatılmış, Hamamtepe'nin en son kullanım evresini temsil eden Geç Bizans/Selçuklu dönemine ait işlikler ve yerleşimi çevreleyen sur duvarları ve anıtsal boyutta altıgen bir havuz yapısı ortaya çıkarılmıştır. Kazı çalışmalarının önümüzdeki yıllarda genişleyerek devam etmesi ve Helenistik dönem Mitridat Krallığı dönemine kadar ulaşması beklenmektedir.

Günümüzde Gümenek mesire yeri olarak kullanılmaktadır.

MAŞAT HÖYÜK

Zile ilçesi Yalınyazı köyünde yer alan Maşat Höyük ören yerinde 1973-1984 yılları arasında yapılan kazılar sonucunda Tokat tarihine ışık tutabilecek çok önemli eserler ortaya çıkarılmıştır. M.Ö. 3000’li yıllara tarihlenen höyükte bulunan önemli eserler arasında Hitit dönemine ait bir saray kalıntısı da mevcut olup diğer buluntular Tokat Müzesi’nde sergilenmektedir. 

HOROZTEPE

Bölgede M.Ö 3. bine ait bir mezar ortaya çıkartılmıştır. Mezar buluntuları arasındaki en önemli eser olarak kabul edilen çocuğunu emziren kadın heykelciliği günümüzde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde teşhir edilmektedir.

SEBASTAPOLİS ANTİK KENTİ

Tokat’ın 68 km. güneybatısında yer alan antik Sebastopolis kentinin kuruluşu henüz kesin olarak bilinmemektedir. Adının anlamı “büyük azametli şehir” olan kentin, bazı kaynaklara göre M.Ö. 1. yüzyılda kurulmuş olabileceği tahmin edilmektedir. Roma İmparatoru Traianus zamanında (M.S. 98-117) Kappadokia eyaletine dahil edilen kentin adının çeşitli kaynaklarda “Herakleopolis” olarak da kaydediğildiği bilinmektedir. 1987 yılında Tokat Müze Müdürlüğü’nce yapılan kurtarma ve sondaj kazıları sonucunda elde edilen verilerle, daha önce ortaya çıkmış bulunan mimari parçalar değerlendirildiğinde, kentin Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir yerleşim alanı olduğu anlaşılmaktadır.

ARTOVA YERALTI YERLEŞİMİ

Artova ilçesine bağlı Boyunpınar köyünün 500 m. kuzeyindeki Özündürük mevkiinde ana kaya blokuna oyularak yapılmıştır. Erken Hıristiyanlık dönemine ait bu yeraltı yerleşimi 1995 yılında Tokat Müzesi tarafından yapılan temizlik kazısı ile açılmış ve hizmete sunulmuştur. Bu yeraltı yerleşimi üç koridorlu ve üç katlı olup, salonlar, küçük odalar ve küçük bir tapınaktan oluşmaktadır.

E-Bültene Kayıt Olun, Fırsatları Kaçırmayın!

İlginiz Çekebilir

Tokat Köprüleri Tokat'ın Eşsiz Lezzetleri Tokat Efsaneleri Tokat'da Yemeye Doyamadığımız Yemekler Tokat Yaprağı Tarifi Tokat Topçam Yaylası