Yaşamlarının çoğunu açık denizlerde saatlerce avlanarak geçiren Albatros kuşları, okyanusu aşabilmek gibi inanılmaz bir yeteneğe sahip.
Albatrosun okyanusu aşabilmesindeki ana etmen tuzlu su içebiliyor olmasıdır
Diğer kuş türleri içemez... Ama asıl mesele tuzlu su içip hayatta kalabilmesidir. albatroslarda gagalarının üzerinde böbrek benzeri bi organ evrimleşmiştir. bu organ ağıza alınan suyu filtre ederek içindeki tuzu ayıklar. ve tuzu gaganın üzerindeki burun benzeri beyaz yapıdan dışarı akıtır. ve bu sayede sudaki fazla tuzdan zarar görmemiş olur. bu arada karasal kökenli bi hayvan türü için denizden su içebilmek muazzam bi üstünlüktür... yine aynı şekilde albatroslar tek sefer uçuş yaparak okyanusu aşamaz. arada suya inip dinlenir ve hatta uyurlar tahmin edeceğiniz üzere okyanus suyu soğuktur. ve kuşun ayaklarını donduracak kadar etkilidir. burada da ayaklar ısı kaybını önlemek üzere evrimleşmiştir. kuşun atar damarları vücut merkezinden çıktığı için sıcaktır. toplar damarlar ise ayakları dolaşırken ısı kaybeder ve dolayısıyla soğuktur. soğuk bölgelerde ısı kaybı yüksek olduğundan toplar damarlar vücuda dönene kadar çoktan bozulmaya uğrar. ve doku bozularak donma olayı gerçekleşir. o sebeple albatroslarda vücuttan yeni çıkmış ve ısısı yüksek olan atar damarlar toplar damarlarla yan yana durur. bu sayede damarlar arasında ısı alışverişi olur ve kuşun ayağının donması engellenir. bu özellikle kuzey bölgelerinde yaşayan kuş türlerinde de görülür. Bir de kanat açıklığı ve kanatları çırpmadan uzun süre gidebiliyor oluşu da albatrosun karakteristik özelliğidir kanat açıklığı 4 metreyi bulur. ve aerodinamik yapısı uçakların ki gibidir(daha doğrusu uçakların ki kuşlara bakılarak yapılmıştır). çoğu kuş türü kanat çırparak havalanır. bu çok fazla efor ve enerji gerektirir. albatroslar ise rüzgara karşı kanatlarını açmaları havalanmaları için yeterlidir. uçaklarda olduğu gibi kanatlarının üst kısmı ile alt kısmının şekli farklıdır. hava kanatın üst kısmında alt kısma göre daha hızlı yol alır. akışkanlarda hız arttıkça basınç düşer. dolayısıyla kanatın üstünde hızlı yol alan hava düşük basınç, alttaki yavaş yol alan hava ise yüksek basınç oluşturur. basınç farkıyla kuş kanatlarını çırpmadan havalanabilir. Yani albatroslar havalanmak için enerji harcamaz, rüzgarın kendi enerjisinden yararlanır. bu enerji tasarrufuna bi eklenti daha yapmam gerekir. Albatrosun dış görüntüsüne bakarsanız en az 50 kilo dersiniz fakat albatroslar 4-5 kilo civarındadır. Sebebi ise kemikleridir. Kuş türlerinde akciğerler kemiklerin içine kadar girer. yani kemiklerin içi hava boşluğudur.. ve memeliler gibi yoğun bi kemik yapısı yoktur.. Bu sayede ultra hafif bi vücut yapısı oluşur. Bu da kuşların havalanmasın da muazzam bi enerji tasarrufu sağlar.
Albatrosların kanatlarını diğer kuş türlerinden ayıran farklı özellik ise omuz kirişleridir
Bu yapı kanat açıldığında devreye girer ve kanatları kasları kasmadan açık bi şekilde tutmayı sağlar. Bu sayede açık bi kanat ile hiç yorulmadan ve hiç durmadan saatlerce gidebilir ve bunu tek bir kas lifini bile kasmadan yapar. Bir diğer özellik ise tüm kuş türlerinde olan ve yön bulmayı sağlayan dünyanın manyetik alanını saptayabilen organdır bu organ sayesinde albatrosta dahil kuşlar manyetik alanı hissedebilir ve bu sayede vücut kompozisyon ve duruşundan tutun, koordinasyon ve uzun mesafe yön bulma özelliklerine kadar her türlü donanıma sahip olurlar. Hatta yapılan araştırmalar kör bi güvercinin uçabildiği ve yuvasını bulabildiğini göstermiştir. Albatros gibi uzun mesafe uçucuları dünyanın neresinde olduğunu bu organ sayesinde saptayabilir ve buna göre hareket ederler.
Hayata daha duygusal bakan insanlar için ek bilgi
albatroslar yaşamlarının %80'ini denizde geçirir. Sadece üremek için karaya gelirler. Ve ömürlerini tek bir eş ile geçirirler. Albatros genellikle okyanusta ıssız bi ada seçip orada üreme dönemi geldiğinde eşi ile buluşur ve yavrular doğduğunda erkek ile dişi yavrulara beraber bakar. Yavrular büyüdükten sonra tekrar ayrılan çiftler üreme dönemi tekrar aynı adaya gelir ve buluşur. Bu süreç ömür boyu devam eder. Tek eşlilikte çığır açan 3-5 türden biridir. Hatta üreme dönemi geldiğinde çiftlerden biri gelemese bile diğer çiftin üreme döneminin sonuna kadar eşini beklediği rapor edilmiştir.