Niksar Günümüzde Tokat vilayetinin bir ilçesi olan Niksar, Pontus Krallığı döneminde Caberiaadıyla anılırdı. Niksar sayfiye alanlarına pek çok mabet, saray ve mesken inşaa edilmiştir. MÖ 72 yıllarında Romalılar ile Pontuslular arasında cereyan eden Mithridat savaşlarının üçüncüsü Niksar’da yapılmış ve şehir Romalıların eline geçmiştir. Romalılar, şehre Neo-caesarea (Kayser'in yeni şehri) adını vermiş ve Niksar ismi Neocaesarea'dan dönüşmüştür.
Niksar, Romalılar döneminde ayrıca Diospolis, Sebaste isimleriyle anılmıştır. 1672 yılında Niksar’a gelen meşhur seyyahımız Evliya Çelebi ise Seyahatname’sinde Niksar ismi hakkında uydurulan bir hikâyeyi "bu Niksar'ın doğusu Nik Hisar, yani iyi hisar olup hafifletmek suretiyle yanlış olarak Niksar denir" diye nakleder.
Roma İmparatorluğu'nun MS 395 senesinde ikiye bölünmesiyle Niksar, Bizans egemenliğine girmiştir. 11. yüzyılda Türklerin Anadolu’ya yaptıkları akınlarda 1067 yılında Alp Arslan’ın komutanlarından Afşin Bey tarafından fethedilmiş, ancak 1068 yılında tekrar Bizans’ın eline geçmiştir. Malazgirt Savaşı sonrasında ise Artuk Bey tarafından fethedilen Niksar, 1073’te tekrar elden çıkmıştır.
Niksar’ın asıl fâtihi Danişmendli Devleti’nin kurucusu olan Melik Danişmend Gümüştekin Ahmet Gazi olmuştur. Danişmend Gazi fetihten sonra Niksar’ı sahil Rumlarına karşı mücadelede kendisine hem bir üs hem de bu devletin başkenti olarak seçmiştir. Bu dönemde Niksar ilim ve kültür merkezi haline gelmiştir.