Tokat Kaleleri
Tokat, Kelkit, Yeşilırmak ve Çekerek Nehri boyunca kurulan Hitit, Frig yerleşim alanları M.Ö. 4000- 2500 yılları arasında yüksek düzeyde kültür ve sanat yaşamına sahip olmuştur. Roma ve Bizans dönemlerinden sonra Danişmend, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemlerini yaşamıştır. Tokat, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illeri arasındadır. Komşuları, kuzeyde Samsun, kuzeydoğuda Ordu, doğu ve güneyde Sivas, güneybatıda Yozgat ve batıda Amasya illeri ile çevrilidir. Yüzölçümü: 9.958 km² Nüfus: 620.772 İl Trafik No: 60 Posta Kodu: 60100 Şehirler arası telefon kod: 356 Tokat İlçeleri : Almus, Artova, Başçiftlik, Erbaa, Niksar, Pazar, Reşadiye, Sulusaray, Turhal, Yeşilyurt ve Zile'dir
Tokat Kalesi (Merkez)
Tokat il merkezinin kuzeybatısında, yöreye hâkim bir yükseklikte, kayalık alanda bulunan bu kalenin yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Bununla beraber, MS.V.-VI. Yüzyıllarda bu kalenin bilindiği kaynaklardan öğrenilmektedir. Bu dönemde kale Eudoksia veya Dokeia olarak tanınıyordu. Danişmentli Melik Ahmet Gazi tarafından 1074 yılında ele geçirilmiş, daha sonra Selçuklu ve Osmanlı egemenliğine girmiştir. Osmanlı tarihçileri bu kaleden birinci derecede “müstahkem mevkii” olarak söz etmişlerdir. Timur ve Şah İsmail’in akınları sırasında da bu kale ele geçirilememiştir. Ayrıca kalenin Çardak-ı Bedevi denilen zindanında Bizans İmparatoru A.Diogenis başta olmak üzere birçok ünlü kişinin tutsak olduğu da yine kaynaklardan öğrenilmektedir. Evliya Çelebi 1656 yılında Tokat’a gelmiş ve bu kaleden söz etmiştir: “Kale yüksek bir tepe üzerinde, kesme taş ile yapılmış olup o kadar büyük değildir. Etrafı burçlar ve kuleler ile süslenmiş olup, etrafında hendek yoktur. Korkusuz bir surdur ki Samanyolu gibi göğe baş uzatmıştır. Dört tarafı çok sarp olduğundan asla hendek olacak yeri yoktur. Bütün etrafı şahin, kartal ve zağanos yuvaları, çeşitli rengârenk kayalardır. Batıya bakan bir kapısı vardır. Kalenin içinde dizdar evi, kethüda, imam, müezzin ve kale mehterhaneleri, cephane odaları, zahire ambarları, su sarnıçları, ceylan yolu adlı suyolları vardır ki tam 362 basamak taş merdivenle nehre inilir. Batı tarafındaki ayar kayası bu kaleye havaledir. Yıldırım Han Camii var diğerlerden bir şey yok. Göğe kadar yükselmiş bir kale olmakla değme adam bir saatte çıkamadığından gece gündüz kapısı kapalıdır. Bekçileri daima bekleyip, silahla hazır dururlar. Çünkü aşağı şehir ahalisinin bütün kıymetli malları kalede muhafaza olunur. Tokat’ın bütün suçlu ve katilleri burada mahpustur ki Kudüs-ü Şerif zindanında ve Acemlerin Kahkaha Kalesine benzer.” Günümüze Evliya Çelebi’nin sözünü ettiklerinden yalnızca duvarlar gelebilmiştir. Kale, kesme taş ve moloz taştan yapılmıştır. Selçuklu ve Osmanlı döneminde onarılmış, yeni yapılar eklenmiş, savunma ve gözetleme kuleleri yapılmıştır. Kale iç ve dış duvarlar olmak üzere iki sıra surla korunmuştur. Doğu-batı yönünde iki kaya grubu üzerinde yer alan kalenin takviye kuleleri ile burçları bulunuyordu. Ancak depremler kuzey ve güney yöndeki duvarları bütünüyle yıkmıştır. Yalnızca baş burç ile ayar kayası üzerindeki duvarlar sağlam kalabilmiştir. Kaleye kuzey yönündeki kayalara oyulmuş bir oyuktan girilmektedir. İçeride erzak depoları, sarnıç, cephanelik, korunma amaçlı yapılar, emanet odaları ve bir de cami bulunuyordu. Ancak günümüze bunlarla ilgili temel kalıntıları ve bazı tonozlar gelebilmiştir. Dışarı ile bağlantıyı sağlayan basamaklı tünelin ağzı batı yönünde olup, günümüzde iyi durumdadır. Kalenin güney batısında kaya mezarlarına rastlanmıştır. Büyük ihtimalle bu mezarlar Galatlara aittir.
Akıncı Kalesi (Almus)
Tokat ili Almus ilçesi, Akarçay yakınında Tozanlı ve Kelkit vadilerine hâkim tepeler üzerinde kurulmuştur. Garnizon kalesi niteliğindeki bu kaleden hemen hemen hiçbir kalıntı günümüze gelememiştir. Yapım tarihini belirten kitabesi bulunmamakta olup, kaynaklarda da herhangi bir belgeye rastlanmamıştır. Günümüze gelebilen kalıntılar kalenin moloz taştan yapıldığını göstermektedir.
Niksar Kalesi (Niksar)
Tokat ili Niksar ilçesinde bulunan bu kale, Maduru ve Çanakçı dereleri arasındaki yüksek tepe üzerinde yapılmıştır. Yapım tarihini belirten bir kitabesi bulunmamaktadır. Bununla beraber, bu kalenin Roma döneminde yapıldığı, Bizans, Danişmentli ve Selçuklu dönemlerinde yapılan eklerle genişletilerek kullanıldığı bilinmektedir. Ancak kaleden günümüze gelebilen duvarların hangi döneme ait olduklarını söylemek oldukça güçtür. Bu arada bazı bölümlerinin Pontus döneminde yapıldığı da sanılmaktadır. Dış kalenin burçlarından biri üzerinde bulunan ve sonradan da Melik Gazi Türbesi’ne götürülen bir kitabede Selçuklu Sultanı Süleyman Şah’ın 1179 tarihinde yaptığı onarım belirtilmektedir. Bu kitabenin mealen anlamı şöyledir: “Bu imareti, El-Melikü’l-Kahir Rüknü’d-Devleti ve’d-Din Abû’l Muzaffer Süleyman Şah bin Kılıç Arslan –Allah o’nun yardımı ile aziz kılsın-‘ın emri ile (beş yüz) yetmiş dört yılı Zi’l-Hiccesinde Cemaleddin yapmıştır.” Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde bu kalenin doğu, batı ve güneyinde üç kapısı olduğunu, kale içerisinde ılıca, kuyu, 300 ev, ambar, cephanelik ve kiliseden bozma bir cami olduğunu belirtmiştir. XIX. yüzyıl kaynaklarında kalenin yedi kapısı olduğuna değinilmiştir. Günümüzde bunlardan altı tanesinin yeri bellidir. A.Gabriel kalenin birçok bölümünün XVIII. yüzyılda yapıldığını belirtmiştir. Kale iç, orta ve dış olmak üzere üç bölümden meydana gelmiştir. İç kalenin kuzeyi büyük ölçüde iyi bir durumda günümüze gelebilmiştir. Orta ve dış kalenin doğu kısımdaki bölümleri ayakta kalabilmiş, batısı yıkılmıştır. Ancak sağlam kalan duvarlar ise bugün evlerin arasında sıkışıp kalmıştır. Kalenin ve sur duvarlarının yapımında moloz ve kesme taşlar kullanılmıştır. Köşelerdeki bağlantılar ise tamamen kesme taştandır. Kalenin Çanakçı Deresi yönündeki eğimli yamacında üç sıra halindeki dayanak duvarları görülmektedir. Maduru Deresi’ne inen dik yamaçta ise yalnızca iç kalenin duvarları ayaktadır. Bu duvarlar yuvarlak ve dört köşe burçlarla sağlamlaştırılmış ve zaman zaman da onarılmıştır.
Zile Kalesi (Zile)
Tokat ili Zile ilçesinin merkezinde bir höyük üzerinde bulunan bu kale, Zile Ovası’na hâkim bir konumdadır. Günümüzde kale içerisinde çevreye dağılmış durumda Roma ve Bizans dönemine ait mimari parçalar ve kitabeler bulunmaktadır. Bunlara dayanılarak kalenin Roma döneminde MS.I.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır. Bundan önce Seleukoslu Mithriadates’in burada bir şato yaptırdığı, bu şatonun yeraltı geçitleri ve askeri amaçlı yapılar olduğu bazı kaynaklarda yazılıdır. Kalenin h.737 (1336) tarihli bir kitabeden; Ertena Beyi Alâeddin Bey zamanında onarıldığı ve buraya bazı ekler ile bir de zaviye yapıldığı anlaşılmaktadır. Kale kesme ve moloz taştan yapılmış, duvarları yuvarlak burçlar ile güçlendirilmiştir. Ziya Paşa 1875 yılında buraya geldiğinde kale içerisinde askerlik şubesi ve bir de okul yaptırmıştır. Ayrıca kalenin yuvarlak kemerli bir niş içerisindeki yine yuvarlak kemerli kapısının bulunduğu yerdeki kuleyi Saat Kulesine dönüştürmüştür.
Turhal Kalesi (Turhal)
Tokat ili Turhal ilçe merkezine hâkim tepe üzerinde bulunan kalenin yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Kaleden günümüze çok az bir kalıntı gelebilmiştir. Bunlar iki burç kalıntısı ile yeraltı geçitleridir. Bunun dışında kaleye ait yapı malzemeleri kale eteğinde kurulan şehir için sökülmüştür.
Tokat Kaleleri içeriği, 01 Ekim 2020 tarihinde Tokat.Com sitesinin Keşfet bölümüne eklenmiştir.